bakışındaki soğuk vedadan aklanmış
üstümde ayaz bir gömlek gözlerin
yıldızları dökülmüş
aşka teşne kalır unutulan lahza
şubat iminde yuttuğun tablet
üşüyen ellerin gecede zelil
uykuların nüfha
hiç bir aynada çatlamaz yalnızlık
karınca duası dilinde paslı pençe
tutuksuz bedenin kayrana ısmarlanmış
gömülür ruhun evişi nakaratında
namazı kılınmadan bir ölü
kabusuna yetişir mi maşrapa
yaşam dediğin rizan bir yangı
işkil bir rüya…
aşk mektuplarında yavrulayan ağrı
göveren hasretler yüreğinde temren
güzelliğine berdil kestiğin damar
ki uyumaktır ölüme yakışan
MUSA BİLİK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder