Bırakalım bunları bir yana
Parfümleri, şamdanları,
meyveli yoğurtları.
Feminizmi ve postmodernizmi
bir yana bırakalım.
(Korku yok, bir kenarda durur onlar.)
Bırakalım bunları bir yana ve
girelim tırnaklardan içeri.
Bırakalım hepsini bir yana
Bir kere de beceriksiz öpelim birbirimizi
Ondört şubat armağanı almayalım
(Ondört şubatı da bırakalım, dursun kenarda.)
Kendimize hissetme izni verelim
Deniz kenarında ilk kez eline
çakıl taşı alan çocuğun hissini.
Filmin yönetmenine, aktörün filmografisine bakmayalım,
yalnızca çimen gibi fışkıralım topuklarımızın dibinden.
Kafamız göğe değsin eskisi gibi
ayakkabımızın mevsime uygunluğunu derdetmeden.
Frambuazları ve milföyleri
bir kenara bırakalım.
Fırından ekmek alıp topuğundan ısıralım
henüz eve varmadan.
Misketler ve çamurlu gazoz kapakları
girsin tırnaklarımızdan içeri.
(Antibakteriyel sabunu da bırakalım beri.)
Köşe yazılarını bir kenara bırakalım
(Köşe yazarları bir köşede durur, korkma.)
İnsanları kenarlarla köşelerle ayırmayalım
Milletleri bayraklarla marşlarla.
Kabataş'tan Çemberlitaş'a kadar
gözlerimizi sırf turistlere sunmayalım.
Avcumuzdan güvercinler çıksın
buz gibi teoriler yerine.
Aynaya birini görmek için bakalım
Birşeyleri düzeltmek için değil.
(Dev aynalarını da bırakalım, kıralım.)
Gökdelenleri bir yana bırakalım
(biraz zor olacak ama olsun.)
Çocuk olalım trende.
Balığı kılçığıyla yiyelim
(Fransız restoranını da bırakalım öteye.)
Bir tema üzerine varyasyonlar olalım.
Ütüsüz pantolon, kolasız gömlek
ve fütursuz bir ruh olalım.
Yosun kokalım korkmadan.
Bırakalım bunları bir yana,
azıcık dursunlar orda
ve girelim saçlardan
girelim tırnaklardan içeri.
Bora Boşna
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder