Eski Sayılar İçin

20090901

TAVUS’UN DÜNYASI

“Eğilin” der Tanrı ve yedi gün melekleri birer birer eğilir insanın önünde. Emredileni yapmak üzere koşullanmış beyinleri bunu da yapmakta bir sakınca görmez. Sıra Tavus’a geldiğinde sezer bu işte bir yanlışlık olduğunu. Ateşten yaratılmış kutsal bedeninin, topraktan yaratılmış bir yaratık karşısında eğilmesine karşı çıkar. Melekler şaşkınlıkla izlerler Tavus’u ve korkarlar Tanrı’nın gazabından. Zaten korkaklıktır, aptallıklarının sebebi.


Tavus Tanrı’ya bağlıdır. Fakat; bu da bir çeşit bağlılık oyunudur ve kazanan belli olmuştur Tanrı’nın oyununda. Ama Tanrı oyunu bitirmeye niyetli değildir. Oyunun inandırıcılığını artırmak için lanetler Tavus’u. Tavus kahrolur, dinmez gözyaşları. Gözyaşları ıslatır ateşten bedenini. Islattıkça söndürür bir yanını. Kötülüğe adanmış ruhu bu kadar kötülüğü haketmez. Tanrı’nın onu sınadığını ama bu işkencenin elbet bir ödülünün olacağını da bilir.



Tanrı oyunlarına devam eder. Bu kez sınanacak olan Adem’dir. Adem’i cennete koyduğunda (hapsettiğinde) yasak meyveyi göstererek, onu yememesini–onu yaratmış olmanın verdiği cüretle- emreder. Adem de Tanrı’nın emrine itaat eder. Çünkü, kölelik bunu gerektirir. Sorgulamadan kabul etmektir yaşamak.



Tavus’un kalbi Adem’in yalnız kalmasına dayanamaz. Her ne kadar kötülük için yaratılmış olsa da vicdanlıdır Tavus. Çünkü, sanılanın aksine kötülük yeri geldiğinde vicdanlı olmayı gerektirir. Kötülüğün de iyisi ya da kötüsü vardır ve bunları birbirinden ayıran da vicdandır. Adem cennette çoğalamamaktadır ve yeni oğullar vermesi için cennetten çıkması gerekir ve Tavus da ne yapıp edip yasak meyveyi Adem’e yedirmelidir. Çünkü; Adem meyveyi yerse cennetten kovulacaktır (kurtulacaktır). Bunu yapması da hiç zor olmayacaktır. Çünkü; neyse ki Tanrı insanı yaratırken nefsi de üflemiştir. Kötülük olarak görülen şeyleri insanların gözünde kötü yapan şey nefsi kontrol edememektir. Nefis, ahlaklı olmayı gerektirir. Kötülük ve ahlakın da bir arada olması imkansızdır.



Adem meyveye uzanır ve iştahla bir ısırık alır. Nefsine hakim olamayan Adem en az Tavus kadar günahkardır artık. Kölelik vazifesini başaramadığı için üzgündür. Her türlü cezayı hakettiğini düşünür. Tanrı Adem’i de Tavus gibi lanetler. Onu cennetten alarak “düşük dünya”ya gönderir.



Adem dünyada çoğalmaya başlar. Tanrı da bu düşük Adem soyunun başına onlar gibi düşük olan Tavus’u gönderir. Tavus bundan şikayetçi değildir. Hatta; bu görevi ödülü olarak görür. Adem soyunun tanrısı olmuştur artık. Bütün kontrol onun elindedir. Kötülük de , iyilik de ondandır.





“ Bu düşük dünyada hiç kimsenin kendisi için belirlediğim süreden fazla kalmasına dayanamam ama istersem onu bu dünyaya defalarca gönderirim.”


Kitab’ül Cilve’den



Mehmet Ekin AKKAYA



Fotoğraf, fotokritik.com’dan alıntıdır.



Hiç yorum yok:

Yazıların sorumluluğu yazı sahiplerine ait olup, yapılan alıntılarda kaynak göstermek zorunludur. Katılım ve telif bilgisi için lütfen bakınız: http://alti-icerik.blogspot.com/2009/01/alti-numara-e-dergisi-katilim-ve-telif.html

6 Numara'nın fotoğrafçısı olmak ister misiniz?

Öykülerimiz ve kapak tasarımımız için fotoğraflarını bizimle paylaşmak isteyenler için başvuru adresimiz: bilgi@6numara.net

iletişim için

her türlü öneri/şikayet/yazı için: bilgi@6numara.net