Eski Sayılar İçin

20090320

gece bülteni


‘’Bazıları ıstırabın varlığını güneşi göstererek reddeder,
bense ıstırabı göstererek güneşin varlığını reddediyorum.’’ ( Franz KAFKA)
…kitapları başında uyuklayan herkes
kulak vermeli bu bültene
bu gece serazat gecesi
melez aşklara gebe kalacak yarınlarınız…
Gece kasvetli karanlığı böldü hücrelerime
betonun sevgisini ve günün nefretini kazandım
sen toprağın sessizliğine gömülüp göçerken
bir Hallaç yüzüldü yüreğimin kızıldenizinde
Gece yalnızlığa endekslenir bütün yıldızlar
geçmişimiz boynumda gizlediğim muska / ihtiyar gözlerinde boğulmuş bir yelkenlinin
fırtınada yırtılmış öyküsü okundu / koltukaltlarında gizlediğin muhacir vasiyetinle / bedenin
bir ölünün hatıra defterinde betimlenmiş tecavüz sahnesi şefkatiyle gömülecek / kırışmış teninden akarken işaretler
Yılansı ıslıklar dokunmadan dudaklarımıza
Gece kuluçkalandı günün üstüne
esmer renginin tadındayken bütün yerli kadınlar
kadran okşadı günün mevsimini
sevişmek arınık iksiriyken ölümün
tanık olduk büyük bir yalnızlığa
aramızda miladı gösteren pusulanın oku
azledilmiş rüyalar uykularından
yalazlı yazgımız düşgen gecelere emanet
Gece nem kaparken lacivert yüzlü adamlardan
tarihin celebinde dirim bulur zaman
Habil’in sırtında yükselen Kâbil
fayrap bir sevişmenin çeperinde
yırtılır çığlık yakın doğunun göğüs kafesinde
aşktan aşırdığımız kendi yalnızlığımız
oluverir denklemini çözemediğim kadim sevdalarda
Gece kırılır çehremizde aynaların uğursuzluğu
toynağından bir at vurulur
ve kişner duygular
bedenimi bilerken mehtabın çarkıyla
beni şehvet adalarına bırak
ince beline tenimden bir kefen biçeceğim
bir şarapnel dağıtırken bengi sevdamızı
nabzı susar gecenin birleşemeyen dudaklarımızda
bu yüzden öpüşlerimiz sızlıyor hâlâ
Gece çalar zamansız uykulara ayarlanan saatler
gözleri görmeyen rüyalar görürüm
bütün uykular sağırken kanatları yalnızlığın göğünde gezinen
yarasaların gözleri olurum
karantinaya alınır dalgalar
mağara tavanına bağlıyken ayakizlerim
Gece haylaz bir çocuk sevişgenliği
vücudun göçebe sessizliğinde haritam olsun
dilim ayak bastığı her yerde bir ünlem bıraksın
sessizlik karanlık bir soğuk gibi yağarken
onlar hep bilirler
ölülerin ruhları kalanların hatıralarında yaşayacaktır
Gece çökünce façası yarılır bu kentin
caddelerinde peydahlanır fular silueti
cesameti artan dilenciler bıçaklamaz kimseyi
ve hiç kimse tükürmez kaldırımlara
kendimizi sığdırabilecek geniş bir yalnızlığa sahip olamadık ikimiz de
tünediğimiz dünya törpülenirken ölümle
yerin gökle perçinleştiği anda
gün gecenin peçesini çekerken yüzünden
etinin etime / ruhunun ruhuma doyduğu yerde
beni terk et…
Musa Bilik

Hiç yorum yok:

Yazıların sorumluluğu yazı sahiplerine ait olup, yapılan alıntılarda kaynak göstermek zorunludur. Katılım ve telif bilgisi için lütfen bakınız: http://alti-icerik.blogspot.com/2009/01/alti-numara-e-dergisi-katilim-ve-telif.html

6 Numara'nın fotoğrafçısı olmak ister misiniz?

Öykülerimiz ve kapak tasarımımız için fotoğraflarını bizimle paylaşmak isteyenler için başvuru adresimiz: bilgi@6numara.net

iletişim için

her türlü öneri/şikayet/yazı için: bilgi@6numara.net