Kışa sitemim sadece...Yokluğunla savaşıyorum soğuk gecelerde, yalnızlığım dostum olmuşken sen kokan sokaklarda, o hep sevdiğimiz kedide artık kuşları kovalamıyor.Öyle bir bitiş oldu ki, beraberliğimize tanık olan sokakların, ağaçların, insanların, kuşların, hırçın denizin olduğu o semte bile gidemez oldum. Seni hatırlatacak olan her şeye düşman kesildim. O denli mutlu olunmazdı altında bir sebep aramalıydım neden bu kadar mutluydum ki sanki, hayatta her şeyin bir karşılığı vardı ve ben hiçbir şey vermemiştim kendimden. Meğersem o günlerin karşılığı bu günlerdeki biçareliğime denk geliyormuş. Her şeyin bir karşılığı her mutluluğun bir yıkıcılığı varmış. Unut diyorum o unuttu, yapabildi, sen de yap! Taviz ver benliğinden, Yap bunu unut hayatını kendini unut. İşe kendini unutmakla başla ki onu da unutmuş ol. Tüm hücrelerine işleyen şey şubata amade bir yağmurdu sadece. Ansızın yağan ve ansızın duran ardında ıslaklıklar bırakan.Beni tuzlu sulara tutsak eden. Bir aşktı biten yalnızca bir aşk... Bir ömür gitti sen ne diyorsun bir gönül yitirildi Kanlıca’nın eski kaldırımlarında ayaklar altında. Kendimi zor zapt ediyorum yaşadığın yerlere gitmemek için.Biliyorum ki işte ona dayanamaz bu aşktan ağır yaralı çıkan yüreğim. Bu bir bitiş değil bana. Eksilmedim çoğaldım. İtiraf ediyorum daha da aşık olacağım sana. Beceremedik aynı anda aşık olmayı, olmadı…Artık yalnız devam ediyorum. Mevsimlere direnemeyen aşkımız şimdi toprağa karıştı, dört mevsim senfonisinden kışı dinliyorum... Seni sen olmadan kışta da seviyorum.
Elif Ok
[fotoğraf fotokritik.com'dan alınmıştır.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder