Eski Sayılar İçin

20090118

SULUSEPKEN BAKIŞLARIMIN İNTİZARI


( SEN) Ferhan ve (O) Diren’e…
…Yoktur hikâyesi olmayan hiçbir şiir. Fırtına sonrası avucumda biriktirdiğim sözcüklere yüz sürdüm. O, yazdığı son mektubunda SEN’e: ‘‘Bana öyle geliyor ki, bu kızgın havalar sizin oraların karlarını eritemedi; yollar mı kapalı yoksa sıcaklar mı engel bana yazmana. Bana öyle geliyor ki, yüreğin o kadar büyümüş de umursamıyor artık özlemleri ya da özleme barınak mı olamıyor.’’ Vardır her şiirin bir hikâyesi…

SEN: Çulpan
—Kan ve tufan
dudaklarımda yosun tutmuş masalın yorgun kaçağı
kaç sınır taşı dikildi aranıza / üstünde adınız kazılı
kirlenen şubatlarınıza inatla çiseledin gökyüzünün vadilerinde
düş ninnisiyle çekildiğin her uykuya neşter vuruldu
ellerinden mor bir kan damladı geceye
cinlerini evcilleştirdin yüreğinde / bıçak uysallığında
akrep yalnızlığı ömrün soluksuzluğunu öptü uzaklardan
çıkınında tanımadığın suretlerle düştün yollarauçuştu yüreğindeki serçeler / yalın bir çıplaklıkla koynunda beslediğin
yanında ölüm kaldı sadece / cellat kuşatması bozkır gözlerinde hüznün
kör bir katil / yüreğin kanattı cumaları hiç üşütmeden
SEN uçurumlar büyütürken O’nun yokluğuyla / BEN
köprü yaptım kendimi içimdeki buzulları eriterek

O: Keyvân
—Yankı ve buz
demirparmaklık ötesi fener gözleri
kapanan kapılar ardında yuvalanmış
pencereler aradı / firarperest yokluğunu güneşe çıkaracak
hatıraları yaprak döktü / gözyaşları ranzasından kaykıldı koridorlara
düşlerini akıttı gözlerinin akına / SEN serin uykulardayken
taştan gemiler yüzdürdü yüreğinin sırça denizinde
sesin suskuyla anlam devşirdiği anlarda
yüreğine çaput bağladı karaçarşambalara inatla
cumalara taptı e-tipi mektuplarındagözlerinin kıyısında birikirken kevgir huzmeleri
BEN tüneller kazdım dilimin hayal gücüyle
murdar dizelerim dolaştı tel örgülerine

BEN: Kiyân
—Ses ve et
tenim tuz katmanı emziremedim ırmakları
ellerimde kayıp bir kürede ararken kendimi
karanlığın ve perilerin ışığıyla yıkandı gözlerim
ketum bir açlıktım / bir dilim toprak
şaman sözlerinde arya / bir yudum gökyüzü
tarihin ateşi eritirken balmumu sözcüklerimi
aşk için ölmenin gerektiği yerde
dizeler akıttım yüreğimin oluğundan aşkınıza ki
her aşk kendini kutsar şiirde
zamanın parmak ucunda ruhum kuşa dönüşürken / bir gün
anlayacaksınız /ustalar neden ölür bal satarken

NOT: Çulpan ( Venüs )
Keyvân ( Satürn)
Kiyân ( yıldız, merkez )
Musa Bilik
[fotoğraf fotokritik.com'dan alınmıştır.]

Hiç yorum yok:

Yazıların sorumluluğu yazı sahiplerine ait olup, yapılan alıntılarda kaynak göstermek zorunludur. Katılım ve telif bilgisi için lütfen bakınız: http://alti-icerik.blogspot.com/2009/01/alti-numara-e-dergisi-katilim-ve-telif.html

6 Numara'nın fotoğrafçısı olmak ister misiniz?

Öykülerimiz ve kapak tasarımımız için fotoğraflarını bizimle paylaşmak isteyenler için başvuru adresimiz: bilgi@6numara.net

iletişim için

her türlü öneri/şikayet/yazı için: bilgi@6numara.net