
Bastığım su birikintileri… Damlayan bir musluğun sesi… Lambalardan gelen cızırtı… Kapılar... Kapalı kapılar… Ayakkabımın sesi… Adımlarım, kararlı… Ortalıkta kimse yok. Hiç kimse! Ürküyorum. Karanlık, zifiri karanlık…
Biraz umut ve ufacık bir ışık diliyorum sadece. Senin orda olduğuna inanmak için ufacık bir ışık… İçimden bu ürpertiyi silip atabileceğini bildiğim için devam etmem gerektiğini biliyorum. İçimden durmaksızın tekrar ediyorum, bana öğrettiğin bütün kelimeleri. Bu beni teskin ediyor. Ama birazcık ışık… Bunca karanlık çok fazla… Acizliğim, yalnızlığım giderek artıyor… Birazcık umut, birazcık ışık olsa…
Yol giderek daraldı. Daha soğuk, ölesiye titreyiş…Kör noktadan süzen ince bir parıltı görüyorum. İçim ısınıyor. Adımlarım, hızlı… Hedeften şaşmıyor gözlerim. Kalbim yerinden çıkacak sanki. Görüyorum artık… Işığı… Koşar adım ilerliyorum. Yaklaşıyorum. Şeyler görünmezleşiyor. Yaklaşıyorum… Işık, sadece ışık… Beyaz, parlak… Yaklaşıyorum. Gözbebeklerimin içindesin… Gözbebeklerim kocaman… Işığın yüzümü aydınlatıyor… Gülümsüyorum ışıl ışıl… Yaklaşıyorum. Artık göremiyorum. Duymuyorum, bilmiyorum, var bulunmuyorum, gözbebeklerimin içindesin… Hissediyorum ılık ılık, sicim sicim yaşlar boşalıyor gözümden… Sıcacık içime akıyorsun, damarlarımdan sonsuzluk rengi akıyorsun… Soluğum yok. Boğazım yanıyor, nefesim ciğerlerimin altından batıyor. Yok oluyorum, dökülüyorum, eriyorum. Hiç oluyorum. Şey oluyorum. Eşyanın sırrına erişiyorum.
Küllerim saçılıyor… Küllerim ebediyete saçılıyor… Küllerim alevlerin arasında…Uçuşuyorum. Uçuşuyorum. Toprağa karışıyorum.Ol demeni beklemek üzere ebediyete giz oluyorum.Ol dediğin için… Ve tüm bunları bildiğim için yüzyıllardır acı çekiyorum.
Acı çekiyorum. Hepsi bu!
Şeyma Toruntay
[fotoğraf, fotokritik.com'dan alıntıdır.]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder