Ölümü bile yazdığı hicivler yüzünden olan Nef’î, asıl ününü Sultan Mustafa’nın ikinci saltanatından sonra padişah olan Sultan Murad IV devrinde yapmıştır. Şiirleriyle ilgisini çeken Nef’î’yi Sultan Murad, sık sık huzuruna kabul ederek kaside ve hicivlerini okutmuş, kendisi gibi sert bir mizaca sahip olan şairi her zaman himaye etmiştir. (59) Rivayete göre Padişahın övgülerinden dolayı kıskanılan Nef’î’yi, Sultan Murad bir gün yanına çağırıp ondan bir şiirini okumasını istemiştir. Şair de koynundan bir kağıt çıkarıp şiirini okumuştur. Kağıdın boş olduğunu gören padişah, çok memnun olmuş ve onu altına boğmuştur. Haluk İpekten bu hikayenin aslının olmadığını düşünür ama şairin halkın gözünde büyük bir efsane olduğunu göstermesi açısından önemli bulur. (60)Nef’î başarısından dolayı diğer şairler tarafından kıskanılmıştır ve onlara yazdığı hicivler dolayısıyla da oldukça kıskanılmıştır. Öyle ki, Şairin Siham-ı Kaza adlı eserini okurken yaşanan yıldırım hikayesine binaen İbrahim Vehbî şu beyitleri söylemiştir:Gökden nazîre indi Sihâm-ı Kazâ’sınaNef’î diliyle uğradı Hakkun belâsınaHicivden çektikleri yüzünden zaman zaman pişmanlık duyan Nef’î ise şu beyitlerle halini anlatmaktadır:Bu günden ‘ahdüm olsun kimseyi hicvetmeyem illâVereydün ger icâzet hicvederdüm baht-ı nâsâzıTarihçi Naîma’nın anlattığına göre, Nef’î’nin padişahın isteği üzerine yazdığı Sadrazam Bayram Paşa’yı hicvettiği eser şairin başına türlü belalar açmıştır. Ölümünün sebepleri hakkındaki çeşitli söylentilerden birisi de bu hicivdir. Fakat günümüzde bu eserle ilgili hiçbir belge bulunmamaktadır. (63)Yine Haluk İpekten’e göre Nef’î halkın gözünde o kadar cesur ve sivri dilli tanınmıştır ki, ölüm fermanı verildikten sonra affını istemek için saraya gittiğinde yazı yazan Arap Ağa’nın kaleminden mürekkep damladığını görünce: “Mübarek terinizi siliniz, kağıdı karalıyor.” sözlerini sarf ettiği söylenmiştir. (64)Sadece padişahları ya da devrin önemli isimleri hicvetmekle kalmayıp babasıyla ilgili de şu beyitleri yazmıştır:Sa’âdet ile nedîm olalı peder Hân’aNe mercimek görür oldı gözüm ne tarhânaZüğürtlük afetim oldı aceb midir etsemPeder gibi buradan ben de arz-ı cer Hân’aPeder degül bu belâ-yı siyâhdur başımaSözüm yerinde n’ola güç gelirse ger Hân’aYukarıdaki kasidesinde Nef’î ağır sözlerle babasını kötülemiş, bir yandan da sefil haline babasının sebep olduğunu söylemektedir.Hicivleri söylecek kadar cesur ve sivri dilli bir şair olan Nef’î’nin diğer şairlere aşık atmış olması da kaçınılmazdır. Bâkî gibi usta bir şairin şiirlerine bile Naziler yazmıştır. Döneminin şairlerine de sık sık sataşmış ve hicivler söylemiştir. Tahir Efendi’ye yazdığı dizeler şöyledir:Tahir efendi bana kelp demiş İltifatı bu sözde zahirdirMaliki mezhebim benim zira İtikadımca kelp tahirdirTahir efendi ise bu sözlerin altında kalmaz ve Nef’î’ye cevap verir:Zehr-i hicvi cihana neşredenin Dili bir şekzeban-ı efidirTahir olmaz köpek,fakat beşereNef-i vardır o halde Nef'idirNef’î’nin hicivlerinin küfüre varacak derecede hakaret içeren şiirler olduğu söylenmektedir. (72)Nef’î yazdığı hicivlerden de görüleceği gibi devrin önemli şahsiyetlerini, padişahları ve şairleri eleştirmekten kaçınmamış ve sivri dili yüzünden de ölüme mahkum edilmiştir. Fakat Nef’î hicivdeki ustalığı ve cesaretiyle de halkın gözünde beğeni toplamıştır. Belki de alışılmışın dışında şiirlerinde, küfre varan argoyu kullanması beğenilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Fakat bu noktada “Nef’î’nin hicvi edebi midir?” sorusu akla geliyor. Her şiiri ve şairi kendi devrindeki şartlara göre değerlendirmek ve tarihi alt yapının getirdiği olaylara göre yorum yapmak gerekir. Nef’î’nin dönemi edebi gelenek açısından belki de onun küfre varan sözlerini kaldırabilecek koşullara uygun değildi. O dönem içerisinde Nef’î’nin hicvine tümüyle edebi değildir demek yanlış olur zira onun hicvi türlü ses oyunlarını barındıran, edebi sanatları ustalıkla gösterebilen bir hicivdi. Gelenek içerisinde değerlendirildiğinde ise; o dönemin edebi otoritelerine göre, estetik kaygılar açısından pek de edebi sayılamayabilir. Günümüzde eskiden de olduğu gibi sanatın estetik kaygılar taşıması gerektiğine inanılmaktadır. Belki de Nef’î günümüz şairi olsaydı şiirleri edebi sayılmayacaktı.Sonuç olarak aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen Nef’î’nin hicvi edebi açıdan bir değer taşımaktadır. Bu noktada Nef’î’nin hicvi edebi değildir demek yanlış bir yorum olabilir. Çünkü amaç en nihayetinde şiir yazmaktır, yani sanat yapmaktır.
İpekten, Haluk. NEF’î Hayatı,Sanatı,Eserleri. Ankara: Akçağ Yayınları, 2007.
Şeyma Toruntay, Türk Dili ve Edebiyatı
Eski Sayılar İçin
20081204
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yazıların sorumluluğu yazı sahiplerine ait olup, yapılan alıntılarda kaynak göstermek zorunludur. Katılım ve telif bilgisi için lütfen bakınız: http://alti-icerik.blogspot.com/2009/01/alti-numara-e-dergisi-katilim-ve-telif.html
6 Numara'nın fotoğrafçısı olmak ister misiniz?
Öykülerimiz ve kapak tasarımımız için fotoğraflarını bizimle paylaşmak isteyenler için başvuru adresimiz: bilgi@6numara.net
iletişim için
her türlü öneri/şikayet/yazı için: bilgi@6numara.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder