Eski Sayılar İçin

20080322

ESKİLERDEN BİR GECE; BİNBİR GECE

Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar,karıları tarafından aldatılmak felaketine uğramışlar.Bu olayın etkisiyle Şehriyar,kendi ülkesinde,her gün başka bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş;bu yüzden vezirin güzel,bilgili ve akıllı kızı Şehrazad,hükümdarla evlenip ya bu uğurda yaşamını yitirmeye ya da kurtulup ülkenin tüm kadınlarını da bu beladan kurtarmaya karar vermiş,bin güçlükle babasını da ikna etmiş.

O gece gerdeğe girmeden önce,hükümdardan son dilek olarak kız kardeşi Dünyazad’ı görmek istemiş; Dünyazad da ondan son bir dilekte bulunmuş, “ Ne olursun ablacığım, o güzel masallarından birini son defa bana anlat!” diyerek.

Hükümdardan ruhsat aldıktan sonra,ilginç ve merak uyandıran bir masal anlatmaya başlamış Şehrazad; ve şafak sökerken en heyecanlı yerinde kesmiş masalı,gündüz masal anlatılmaz diye…

Ne var ki, Dünyazad kadar Hükümdar Şehriyar da meraklanmış ve masalın sonunu getirmek üzere Şehrazad’ın canını bağışlamış. Böylece büyü bozulunca,her gece birbirinden güzel masalları birbirine ekleyerek binbir gece masal anlatmış Şehrazad. Bu arada hükümdarla sevişmeyi de sürdürerek üç çocuk sahibi olmuş. Sonunda masallar bitmiş. Ancak Şehriyar,bu kadar güzel ve akıllı bir eşe kavuşup ondan üç çocuğu da olunca,Şehrazad’ın canını bağışlamış.

Binbir Gece masalları Şehrazad’ın öyküsüyle başlıyor ve bu şekilde binbir gece boyunca anlattığı masallarla devam ediyor. Eski den masal anlatanlara “ ravi” denirdi. Ravilerin en ünlüsü de kuşkusuz Binbir Gece masallarını anlatan Şehrazad olsa gerek.

Doğu edebiyatının klasikleşmiş en güzel örneklerinden biridir Binbir Gece masalları.İçinizin derinliklerinde aşka,acıya,nefrete,mutluluğa,kıskançlığa; kısacası neredeyse tüm insani duygulara bir yolculuk yapmak istediğiniz de elinizde bulunması gereken bir kaynak kitaptır aynı zamanda. Doğu mistizminin içinizi şiddetle yakan o hileci,riyakar,çetrefilli ve egzotik ormanında gezerken karşınıza aniden çıkan kimi zaman bir dev ,kimi zaman bir peri ve kimi zaman da Aleaddin’in sihirli lambasında ki cindir. Bunlar sizi sadece şaşırtmakla kalmaz büyüsü her yanınızı sararak bambaşka alemlere yolculuk etmenizi sağlar.Kendinizi hiç ummadığınız bir anda Kaf dağının tepesinde ya da yerin 7 kat altındaki bir mağarada bulabilirsiniz.

Masallar sadece çocuklara değil aynı zamanda büyüklere de hitap eden bir olgudur.Masalların o büyülü dünyasında çoğu zaman kaybolmuş ve kendimize yollar aramışızdır.Bizi kaybolmaya sevk edecek her türlü oyuna ve hileye karşı savunma güçleri gerçekleştirsek de hayatımız boyunca bunun etkisi altında olduğumuzu bilmeden yaşarız. Küçüklüğümüzde annemizin bize anlattığı masallar hala kulaklarımızda çınlar ve bu ses ömrümüz boyunca bizi takip eder.Bize düşense bu sesi kulaklarımızdan hiç silmemek ve gelecek kuşaklara bunu aktarmaktır .Çünkü bu bir gelenektir ve gelenekler insanlar var olduğu sürece onların gölgesi olurlar. Masal geleneği ise Doğu kültüründe çok önemli bir yere sahiptir. İşte tam da burada Binbir Gece masalları bu geleneğin en önemli baş yapıtlarındandır.

Şehrazat’ın bin bir gece süren masalları hem okuyucuyu hem de bu masalları anlattığı Şah Şehriyarı sonu gelmez bir meraka sevk eder. Her gece merakla masalın sonunun gelmesini bekleyen Şehriyar Şehrazad’ın akıllı,kurnaz ve zeki bir kız olduğunu ve kadınların aslında o kadar da güvenilmez olmadığını masalın sonunda anlayacaktır.Elbette bu masallar okuyanı da içine çekerken aynı zamanda öğütler de vererek bilinç dünyamızın kapılarını da aralar.Oradaysa görmek ve duymak istemediklerimizi,kaçtığımız bütün ne varsa hepsini gözümüzün önüne serer ve “ işte size bir şans daha veriyorum” diyerek hayatımızı gözden geçirmemize yardımcı olur.

Binbir Gece Masallarında kadın erkek ilişkilerine dair her şeyi bulabiliriz. İlişkilerin tüm boyutları, yaşanan aşklar ,sevgisiz kurmaca hayatlardan başlayın da aldatmak ve aldatılmak olgusuna kadar aklınıza gelen her şeyi.İşte bu yüzden de Binbir Gece Masalları sadece bir dönemi anlatan bir eser değil ,bütün bir tarihi anlatan kaynak bir kitaptır.Ve bu tarih kimilerine ders verirken kimilerini de içine gömerek yok olmasını sağlar. Bizse bu tarihin içinde yok olmayı değil ondan ders alarak hayatımızı gözden geçirmeyi seçenlerden olmalıyız. Aksi takdirde hayatımız gökten üç elmanın düşmesini bekleyerek geçecektir.

Seda Bacı, TDE, 3.Sınıf

Hiç yorum yok:

Yazıların sorumluluğu yazı sahiplerine ait olup, yapılan alıntılarda kaynak göstermek zorunludur. Katılım ve telif bilgisi için lütfen bakınız: http://alti-icerik.blogspot.com/2009/01/alti-numara-e-dergisi-katilim-ve-telif.html

6 Numara'nın fotoğrafçısı olmak ister misiniz?

Öykülerimiz ve kapak tasarımımız için fotoğraflarını bizimle paylaşmak isteyenler için başvuru adresimiz: bilgi@6numara.net

iletişim için

her türlü öneri/şikayet/yazı için: bilgi@6numara.net