yoksulluğu bilmek değil derdim/ içimdeki sensin
kaç yıl bekledim ellerinin şiirini
tekrar yazmak için
çocuk düşlerimi
bedel diye verdim nasırlı ellerine
düşmeden önce eylülün gölgesi üzerimize
dizeler dizmiştim sendikanın şiir yarışmasına
"emekçi çocuğuyum ben" demek
suç mudur baba
ansızın gelen eylül zamanları
halkların parsellendiği coğrafyalarda
anlatamadım kimseye derdimi
en masum duygularımın (ya) saklısı
kıyarken can süzümü şiirlere
öğretmenim için titremedi mi
potansiyel suçluydu mahallemin çocukları
bize yasaklıydı damıtmak duyguları
okul çıkışlarında kesilirdi yolları
maviye koşarken katledilen umutlar
-eti senin kemiği benim- dönemi
haklıdır öğretmen/ beni kim anlar
sustu şiire ruhum sahipsizce ağlarken
…
sıcaklığını özlediğimde bağrının
kürek aşınması dizlerin
şimdilerde baston taşıyan nasır dolu ellerin gelir aklıma
şafak sökmeden yola düşüşün
güneş doğumlarına tanıklığın gelir
hayatın yüzünü kazıyarak
üç kuruşa ter artığı ömür tüketen işçiler
bir de emekçiye düşman zihniyetler gelir
şaşarım kinlerinin adı nedir
onur yoksunluğunu bilmedik ya
senin borcun nasıl ödenir
kayıp şiirimin kahramanı babam
ödenmemiş bir borcun nafakasıdır bu masal
kötüler kazanırken bu dünyada
kaybedeni olmadık biz hiçbir düşün
FATMA ŞAHİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder